15 Haziran 2008 Pazar

Giriş - Erden Kosova

Vahit Tuna çalışmalarını uzun bir süre sonra “Egzersiz” başlıklı sergisinde İstanbullu izleyiciye sunuyor. Projeyi oluşturan yapıtlar biçimsel ve içerik yönünden farklı unsurlar aracılığıyla birbirine bağlanıyor ve bütünsel bir anlatı sunuyor. Sergi mekânının girişini kaplayan ve Hafriyat izleyicisini alışık olduğu ziyaret rotasının dışına çıkaran kum torbaları hem bu bütünlük kurgusunu destekliyor hem de içmekân dahilinde klostrofobik bir etki yaratıyor. Sanat yapıtının üretiminin ve sunumunun kamusal alana çıkışında yaşadığı zorluklara, dışarıyla olan ilişkideki kırılganlığa, ürkekliğe ve içekapanmaya ironik bir gönderme olarak okuyabileceğimiz bu örtme eylemiyle başlayan “Egzersiz” projesi Hafriyat’ın üç katına yayılmış farklı çalışmalarla devam ediyor. Önceki yıllarda milliyetçilik temasını Avrupa ve Türkiye arasındaki ilişkiler üzerinden ve merkez-çevre karşıtlığının sanat alanına yansımaları üzerinden ele almış olan Tuna, sahip olduğu müstehzi tavrı bu sergide de muhafaza ediyor ama son dönemde yaşanan toplumsal gerilimlere bu kez içeriden bir bakışla yaklaşmayı ve gerilim durumlarını öne çıkarmayı tercih ediyor. Hep birlikte maruz kaldığımız travma zincirini ve toplumsal cinnet halini körükleyen unsurlar “Egzersiz”de eleştirel biçimde yanyana diziliyor: bireyin üzerine zorla giydirilmeye çalışan özcü aidiyet biçimleri ve bunlara iliştirilen ikonlar, devlet ideolojisinin ya da farklı muhafazakârlık türlerinin yüksek perdeden konuşan, dikte eden, çekincesizce saptırmalara ve zora başvuran retoriği, şiddet tekelini elinde bulunduran güvenlik güçlerinin mantıkdışı kontrolsüzlüğü… Bunun yanında Vahit Tuna’nın çeşitli nesne ve düzenlemeler aracılığıyla sergiye temsilen taşıdığı baskı kaynaklarını, talep ettikleri ciddiyetin ve tutarlığın dışına kaydırdığını görüyoruz; işlev-bozucu ve gülünçleştirici müdahaleler ile birlikte sunduğuna tanık oluyoruz . Sanatçının önümüze koyduğu bu müdahale örneklerinin bir yandan mevcut durumun sinir bozuculuğuyla ezilen bireyin çıkışsızlık içinde yöneldiği asabi ve çaresiz gülümseme refleksini yansıttığını farkediyoruz; diğer yandan da bu müdahaleler yardımıyla toplumsal kapanmalar karşısında üzerimize çöken bu çaresizlik hissini bireyin muzip ama kararlı yaratıcılığı ile çözebileceğine, bu yapısal kapanmalarda arızalar ve gedikler açabileceğine, direnme stratejileri geliştirebileceğine yönelik iyimser inancın izini sürüyoruz.

Bonus - Video

Bir bulut yakaladım ve yedim

Egzersiz

Bir öneri olarak: Türk güncel sanatçıları sperm bankası

Sunshine

1 Haziran 2008 Pazar